Bir Zamanlar
Bir zamanlar sonu ve başı düşünürdüm
Nerden sardım başıma bu cefayı
Ve inan anıları suçlardım özlerken sefâyı
Öyle anlarda ısınmazdı yüreğim, üşürdüm
Titriyor kalemin ucu yazarken anıları
Ve akıl duruyor altında kalınca soğuk suların
İnci inci terliyor gördükçe tanıkları
Susmaktır en büyük suç, ağlarken sanrıların
Rahat bırakmıyor, yolunu kesmiş eşkıya bir çeri.
Yıkık burçlarını tuz tutmuş, duvarlarını savunursun!
Bir sis basar geceleyin surlardan içeri,
Pek iz tutmuş yoldan kaçarım diye avunursun…
Ama yok, olmayacak senin için başka yolun dahası
Bir tünel gibi ucu ışık kendinde karanlık.
Çığ düşerken ardına buraya sığınmanın pahası;
Sormaktır kalbine ”ben kimi, biz neyi arardık?”
Hayat bir sofra, vakit; israf edilmiş pek değerli artık.
Yerler ıslak, duvarlar soğuk; ayakların kalmadı mecâli.
Üstüne çöker siyah perde tüm gözler kör artık!
Ve sen tutsak, vicdan özgür. İşte ölen kibrin meâli!
Ne dersin, kim oymuş kalbini yaşarken bir yanda?
Ve ben, son dörtlüğü aylar sonra yazardım…
Desen; ömür bitiyor, ölüyormuş aşk da heyecan da!
Ve sen, duyuramazdın sesini çünkü ben mezarını kazardım…
Bir yanıt yazın